Page 9 - ATAŞEHİR EKSPRES SAYI 21
P. 9

Köprüsü’ne sevgilisinin, balıkçının ve   yemez” diye bir soru yöneltiyor ve   kuracağımız karakter. Çünkü hepimiz
              kaptanın gelmesiyle hikâye gelişiyor ve   böylece “bak sen de kişisel hayatında   “proje bir tutsun o zaman yırtacağım,
              savaşın geride bıraktığı psikolojiyi, sosyal   kötü örülmüş bir senaryonun parçası   işte o gün İstanbul’dan gideceğim ve
              yapıları, insan ve iş ilişkilerini, kapitalizmle   olmak zorunda bırakılıyorsun” diyor. Kara   kendime bir balıkçı kasabasında güzel bir
              mücadele ederken bir yandan da yıkıntıların   komedi seyirciyi içine alan, aynı acıya   hayat kuracağım” modunda değil miyiz?
              üzerine inşa edilen yeni bir bakış açısını   onu ortak edebilen bir anlayışa sahiptir, o   Tanımadığımız, görmediğimiz insanlar için
              anlatan ve seyirciye bunun neresinde    sebeple de oldukça güçlü bir yöntemdir.  doğru bildiğimiz şekilde yıllarca çalışıp,
              durması gerektiğini sorgulatan keyifli bir   Erdem Akakçe: Charlie Chaplin,   bizi hayallerimize ulaştıracağını söyleyen
              oyun.                                   “hayat dar alanda trajedi, geniş açıda   kapitalist sistemin bir parçası oluyoruz,
                Erdem Akakçe: Ben, bu hikâyede dürüst,   komedidir” der. En sağlam biçerdöver ya   “ya olursa” umuduyla. Sistem de ertesi
              işini doğru yapmış, etik açıdan istikrar arz   da saban makinesi dahi sapla samanı   güne devam edebilmemiz için sürekli
              eden tek karakterin intihar edecekken   birbirinden tamamen ayıramaz. Komedi   umudumuzu yeşertip, bizleri ayakta
              böbreğini çaldırmasında düştüğü         ile dram tiyatrodaki iki maskın burun   tutmaya çalışıyor.
              mavraların her noktasını oynuyorum.     buruna olması gibidir, birbirinden ayrı   Yazarın hınzırlığı ve sürprizleri
              Oynadığım karakterlerin hepsi -ki altı   düşünülemez. Hangisi daha kuvvetli? İkisi   bir yana seyircinin oyuna dâhil
              karakteri canlandırıyorum- bu kurulan   arasında dolaşmak çok daha kuvvetli…   olabilmesinin sırrı sanki sizlerin de
              düzenin başı gibi görünen, aslında bu başa   Kovaçeviç de bunu doğru bir aralıktan   sahnede kendi aranızda eğleniyor
              hizmet eden dolandırıcı bir çetenin, organ   görmüş.                          olmanızdan kaynaklanıyor.
              çetesinin bir parçası.
                Fatih Koyunoğlu: O coğrafyanın insanları
              yaşanan savaşlar, sistem değişiklikleri
              nedeniyle çok acılar çekmiş, kayıplar vermiş,
              göç etmek, dinini; hatta ismini değiştirmek
              zorunda kalmış. Yeri gelmiş düşman gibi
              birbirleri ile savaşmış. Bu kadar acıya karşı
              kendi bünyelerini koruyabilmenin tek yolunu
              ise acıları ile dalga geçmekte bulmuş,
              acılarından mizah çıkarmış. Yazarın “Yalanın
              Acı Komedisi” olarak tanımladığı bu oyun da
              öyle. Bizler oyunda çok zekice kurulmamış
              senaryonun kurbanları gibiyiz. Mimarın kız
              arkadaşını oynayan Selen (Öztürk) ile benim
              canlandırdığım balıkçı karakteri de aslında
              avcı görünümlü birer kurban.
                                                        “İntiharın
              ACILAR ORTAK                              Genel
                                                        Provası”
                Pek çok ülkeyi birbirine bağlayan Tuna   oyunundan.
              Nehri’nin oyunda fazlaca vurgulanması,
              acıların da ortak olduğuna mı atıfta
              bulunuyor?
                Fatih Koyunoğlu: Bu, yazarın özellikle
              seçtiği bir metafor. Tuna, Balkan
              Devletleri’nin çoğunu birbirine, bizi de onlara   Oyun, “yeniden başlar her şey bir   Fatih Koyunoğlu: Tiyatroadam olarak
              bağlayan ve her toprağı da aynı acıyla   gözyaşıyla” diyor. Gözyaşının olduğu   ilk oyunumuz da bir Balkan metniydi. Bu
              sulayan bir nehir. Tuna’nın geçtiği hiçbir   yerde hâlâ umut vardır diyebilir miyiz?  ülke toprakları üzerinde bir Ege mutfağı ile
              toprakta senaryo değişmiyor, acılar ortak.   Kadir Çermik: “Ben hep yıkmayı   Karadeniz mutfağı arasındaki fark kadardır
              Tuna’nın vurgusunun nedeni bu olabilir.  sevenlere binalar inşa ettim” diyen mimar,   bizim Balkanlarla olan farklılıklarımız.
                Toplumsal açmazlar ve sistem eleştirisi   doğru işler yapmaya çalışmasına rağmen   Bu toprakların kaderinde de onlarda
              yaparken bunu kara komedi ile anlatmak   kendini başarısız addediyor ve intihara   olduğu gibi hiç acı eksik olmamış. Belki
              seyirci üzerinde nasıl bir etki yaratıyor?   teşebbüs ediyor. Belki bu teşebbüs için   de o yüzden kendimizi o coğrafyaya
                Fatih Koyunoğlu: Tiyatroda da mizah   kötü bir plan yapmasının altında yardıma   yakın hissediyoruz. Bu metni oynamaya
              doğru kullanıldığı zaman çok güçlü bir   ihtiyacı olması yatıyor ve o yardımın da   karar verdikten sonra yönetmenimiz
              silahtır, çok daha etkilidir. Bu oyunda da   kız arkadaşından gelebileceğini umuyor.   Emrah (Eren) ile cast üzerine uzun süre
              yazar, aslında kötü bir durumu sert bir   Tüm çaresizliğine, başarısızlığına karşın   düşündük. Çünkü her rol virtüözite
              mizah ile anlatırken sanki yanağımızdan   aldığı iş teklifi ile tekrar umudu yeşeriyor,   istiyordu ve roller de hiç kolay değildi.
              makas alır gibi, nanik yapar gibi bir anlayış   tıpkı oyunun sonunda kız arkadaşının   Piyasada çok oyuncu var da çok tiyatrocu
              ile seyirciye gol ata ata, sürpriz yapa yapa                                  yok maalesef. Bizler de birbirimizle dolaylı
              gidiyor. Ayrıca bu büyük acıları slogan   “ağlıyorsun ve ağlayan insanda umut   olarak tanışıyorduk, bir araya gelmeye
              atmadan ifade ediyor. Bu da seyirciye     vardır” dediği gibi.                karar verdik ve görüyoruz ki oldukça
              olumlu yansıyor ve böylelikle onları da                                       doğru bir kararmış bu. Biz sahnede
              işin içine katıyor. Mesela seyirci kahkaha   Fatih Koyunoğlu: Aslında Kadir’in   iyi hissediyoruz, seyirci de mutluysa
              atarken birden onlara “kurt neden ot    oynadığı rol bizim de en kolay empati   Tiyatroadam amacına ermiş demektir.  A



              ATAŞEHİR EKSPRES Sayı: 21 Tarih: 25 Şubat-25 Mart 2018                                                         9
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14